Filistinli örgüt Hamas’ın, 7 Ekim’de İsrail’e sızarak “Aksa Tufanı” adıyla düzenlediği saldırı sonrası İsrail’in Gazzeli sivillere yönelik düşmanlığı katlandı. Rusya-Ukrayna arasındaki ateş sürerken 7 Ekim’de gözler Gazze’ye kaydı. İsrail ordusu ablukada tutuğu Gazze’ye modern dönemin en kanlı saldırılarını başlattı. On binlerce ton bombanın kullanıldığı İsrail saldırıları, uluslararası toplumdan “soykırım” suçlamasına yol açtı. Yerle bir edilen ve 2.3 milyon nüfusun bölge içerinde sürgün edildiği Gazze’de 22 bini geçen can kayıplarının yüzde 70’i ise kadın ve çocuklar oldu. Aynı zamanda yıkılan binaların enkazında halen 5 bin kadar sivil olduğu tahminler arasında. İsrail’in sivil ayırt etmeyen bombardımanlarına dünyadan tepki geç de olsa yükseldi ancak ABD ateşkes çağrılarını bastırarak aşırı sağcıların yönettiği İsrail’e yeni silahlar gönderdi. Tel Aviv hükümeti, Gazze’ye insani yardım girişini de büyük çoğunlukla engelledi.
Öte yandan Gazze Şeridi’ndeki savaş Hizbullah ve Yemenli Husilerin de Filistin’e destek için devreye girmesiyle bölgeye yayılmaya başladı. Lübnan’ın güneyinde İsrail güçleri ile Hizbullah üyeleri arasında çatışmalar yaşanırken Kızıldeniz’de isyancı Husiler İsrail’e giden ticari gemilere saldırılar düzenlendi. Kasım sonunda taraflar bir haftalık ateşkeste uzlaştı, Hamas’ın alkoyduğu 250 rehineden 110’u salı verildi. Savaş sonrası Gazze’nin geleceği ise hâlâ belirsiz.
KIEV’E YARDIMLAR ZORDA
Ukrayna da ise Batı’nın daha ağır silah ve gelişmiş füze sistemleri tedarikini artırmasıyla Kiev’e bağlı birlikler, ülkenin doğusunda kontrolü eline tutan Rus güçlerinin cephe hatlarını yarmaya çalıştı. Ancak her iki taraf da önemli bir ilerleme kaydetmedi. ABD basınında savaşta ölen Rus asker sayısının 315 bin olduğu iddia edilirken Ukrayna’da ise bu sayının 70 bin olduğu savunuldu. Ekonomik zorluklar ve siyasi tartışmalar Avrupa Birliği ve ABD’nin Ukrayna’ya yeni mali desteklerin duraksamasına neden oldu.
SİYASET SAĞA KAYDI
Dünyanın pek çok bölgesinde sağ popülizm ve aşırı sağ güçlendi. Merkez siyaset giderek sağa politikalara kaydı. Almanya’da aşırı sağcı parti AfD anketlerde ikinci sıraya kadar yükselirken Hollanda’da ise ilk kez göçmen karşıtı ve İslam düşmanı olan Geert Wilders kasımda sandıktan birinci çıktı. İspanya seçimlerinde sosyalist koalisyon yeniden kuruldu ancak aşırı sağcı Vox, oylarını artırdı. Polonya’da ise liberal Donald Tusk önderliğindeki muhalefet sağ muhafazakâr PiS iktidarını devirdi.
KONGRE BASILDI
Latin Amerika’da ise bu eğilim çok değişmedi. 8 Ocak’ta Brezilya’da aşırı sağcı lider Jair Bolsonaro’nun binlerce destekçisi sol cepheden Lula da Silva’nın iktira gelmesi sonrası Kongre ve Yüksek Mahkeme binasını bastı. Bolsonaro tansiyonun artmasıyla ABD’ye gitti. Guatemala’da ağutostaki devlet başkanlığı seçimlerinde solcu aday Bernardo Arevalo ipi göğüslese de bürokrasi seçimlerin iptal edilmesi için sonuç vermeyen girişimlerde bulundu. Ekvador’da adaylara suç çetelerinin suikastlarının gölgesinde geçen ekimdeki seçimler sonrası muhafazakâr ve sağcı iş insanı Daniel Noboa devlet başkanı oldu. Arjantin’de ise kasımdaki seçim kampanyasında kadın hakları ve kamu harcamalarını hedef alan Javier Milei cumhurbaşkanı seçildi. Peru’da da Cumhurbaşkanı Alberto Fujimori yerine yardımcısı Dina Boluarte’nin atanması geniş halk kitlelerini uyandırdı.
AVRUPA’DA MEYDANLAR ‘MÜCADELE’ İÇİN DOLDU
Avrupa’da 2023, kangren haline gelen göç krizinin yanı sıra emekçilerin hak arama mücadelelerine sahne oldu. İngiltere’de sağlık emekçileri, havalimanı çalışanları ve kamu işçileri yıl boyunca bütün ülkede yaşamı durduran grevlere imza attı. Yunanistan’da mart ayında, 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan tren kazası sonrası başkent Atina’da binlerce kişi özelleştirme politikalarını protesto etti. Mayısta ise, ABD-Meksika sınırında bir günde 10 bini aşkın rekor sayıda göçmen toplandı. Haziran ayında, 750 göçmeni taşıyan bir balıkçı teknesi, Yunanistan’ın Pylos açıklarında alabora oldu ve 600’den fazla göçmen yaşamını yitirdi.
Fransa banliyösünde, 17 yaşındaki Cezayir asıllı Nahel M.’nin öldürülmesi, ülkenin dört bir yanında şiddetli bir isyana yol açtı. Yılın son ayında göç krizi ile ilgili arka arkaya gelişmeler yaşandı. İngiltere’de, Ruanda’ya sığınmacı gönderilmesini öngören yasa tasarısı kabul edilirken ırkçılık karşıtları meydanlara indi. Yine İngiltere’de Bibby Stockholm mavnasında kalan göçmenlerden biri intihar etti.
AB’YE GÖÇ ZORLAŞTI
Avrupa Birliği (AB), sığınmacıların Batı Avrupa’ya seyahat etmesinin zorlaştırılmasını esas alan yeni anlaşmayı kabul etti.
Fransa’da ülkede yaşayan yabancılara kira desteğini ve aile yardımlarını çalışma şartına bağlayan, göçü zorlaştıracak yasa tasarısı onaylandı. Protestolar düzenlendi, sendikalar eylem çağrısı yaptı. Öte yandan İsrail’de, mahkemelerin yetkisini azaltacak “yargı darbesine” karşı binlerce İsrailli, aylar boyunca meydanlarda Netanyahu hükümetini protesto etti.
DIŞ POLİTİKADA ZORLAYICI YIL
Türk dış politikasına 2023’te de ABD ile ilişkiler damga vurdu. Batı ve Doğu arasında denge arayışını sürdüren Ankara’ya, ABD’den, Hamas ve Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmasına yönelik baskılar devam etti. Rusya’nın Ukrayna saldırıları sonrası 2022’de NATO’ya üyelik başvurusu yapan Finlandiya ve İsveç’in üyelikleri Türkiye engeline takıldı. Bu ülkelerde “teröre destek verildiği” gerekçesiyle üyeliklere soğuk bakan Ankara’ya Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö’nün mayıstaki ziyareti sonrası Türkiye’den yeşil ışık yakıldı. Helsinki NATO’nun 31. üyesi oldu. Temmuz’daki NATO zirvesinde liderler düzeyindeki temaslarda ise İsveç’in üyeliğine onay verilmesine onay verildi. Beyaz Saray da Türkiye’nin talep ettiği ancak Kongre’de bekletilen F-16 satışını Ankara’nın İsveç’in üyeliğine onay şartına bağladı.
ATİNA İLE YUMUŞAMA
Öte yandan 6 Şubat depremleri sonrası Ankara, komşuları ile normalleşme temaslarına hız kazandırdı. Mısır ile temasları, Gazze ve Doğu Akdeniz gündemi ile ilerleten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ekimde Mısırlı mevkidaşı Abdülfettah Sisi ile bir araya geldi. Yunanistan’a yönelik “Bir gece ansızın gelebiliriz” ifadesi kullanan Erdoğan, Atina’da başbakan Kiryakos Miçotakis ile 7 Aralık’taki görüşmesi öncesinde bu sözü “teröristler” için kullandığını belirtti. Erdoğan ayrıca ekimde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. Yumuşayan ilişkiler İsrail’in Gazze’ye kanlı saldırıları sonrası yerini liderler arasında söz düellolarına bıraktı. Suriye ile 2022 sonunda kurulan normalleşme masasında ise mayıstan bu yana bir ilerleme kaydedilmedi.
ORTADOĞU’DA DENGELER YENİDEN KURULDU
Dünya ülkeleri 2023’te Ortadoğu’da, diplomatik dengelerin yeniden kurulduğuna tanık oldu. Mayıs ayında Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Suudi Arabistan’daki Arap Birliği zirvesine katıldı ve 12 yıl sonra lige tekrar dönmüş oldu. Öte yandan Çin, rakibi ABD’nin Ortadoğu’da önüne geçmek için dikkat çekici adımlar attı. Kasım ayında Çin’in başkenti Pekin’de, İran ve Suudi Arabistan uzun zaman sonra bir araya geldi ve burada çeşitli diplomatik anlaşmalar yaptı. İsrail-Hamas çatışmaları ise İran ve Mısır liderlerini 11 yıl aranın ardından bir araya getirdi.
BRICS BLOKU GENİŞLİYOR
G7’ye alternatif bir blok olarak kurulan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS grubu, eylüldeki zirveyle genişleme kararı aldı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Arjantin, Mısır ve Etiyopya BRICS’e üyeliğe resmen davet edildi. Ancak “Batı’nın özgür ulusları” ile tam bir uyum içinde olduğunu söyleyen Arjantin’in aşırı sağcı yeni başkanı Javier Milei, bloka katılmayacağını duyurdu.
KARABAĞ SONRASI BARIŞ UMUDU
Azerbaycan, 2020’de Ermenistan’a karşı zaferi sonrası geçen yıl 19 Eylül’de Karabağ’daki ayrılıkçı Ermeni güçlere yönelik terör operasyonu düzenledi. Operasyonun ardından bölgedeki 100 bini aşkın sivil ve ayrılıkçılar Ermenistan’a göç etti. Karabağ’daki anlaşmazlığın çözülmesi sonrası Bakû ve Erivan yönetimlerinden barış anlaşmasına ilişkin olumlu sinyaller gelirken kasımdaki esir takası uzlaşı umutlarını büyüttü. İki ülke arasında bu yıl başında bir barış anlaşması imzalanması bekleniyor.
İSYANCININ ‘GİZEMLİ’ ÖLÜMÜ
Ukrayna’ya karşı savaşta cephede olan Rus paralı asker grubu Wagner, 23 Haziran’da Moskova’ya karşı ayaklandı. Rusya’nın savaşta yaşadığı kayıpların ardından Wagner lideri Yevgeni Prigojin, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov hakkında sert sözler kullanmış ve görevden alınmalarını istemişti. Prigojin, 24 saatlik isyan sırasında askeri konvoyunu Moskova yakınlarına kadar göndermişti. Daha sonra Belarus arabuluculuğu ile isyan sona ererken ağustos ayında Prigojin’in özel jeti, Moskova’nın kuzeybatısında düştü. Rus yetkililer, Prigojin’in ölen 10 kişi arasında olduğunu açıkladı.
KAYITLARA GEÇEN EN SICAK YIL OLDU
Trajediler yaratan felaketler ve iklim krizi bu yıl sıkça kendisini anımsattı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri 13 yıldır iç savaş yaşanan Suriye’de 10 bin 600 binanın yıkılmasına ve 3 bin 700’den fazla insanın yaşamını yitirmesine yol açtı. Libya’da ise eylülde karaya vuran Daniel Fırtınası sel felaketine neden oldu. 4 bin 300’den fazla kişi yaşamını yitirirken en az 17 bini çocuk 40 bin kişi ülke içinde göç etti. Gezegenin ortalama sıcaklığı 1.43 derece arttı. 2023, en sıcak yıl oldu. Avrupa’da ise devasa orman yangıları yaşandı. Yunanistan’da ağustosta iki hafta süren yangılar, 150 bin hektar ormanı kül etti.