Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS), maden iş yerlerini denetleyen müfettiş ya da denetçilerin, teftişleri sırasında vardıkları kanaatin duruma ilişkin olduğunu, denetimin ardından oluşabilecek ihmal veya meydana gelebilecek iş kazalarından sorumlu tutulmalarının hakkaniyet ilkesine aykırı bir durum teşkil ettiğini bildirdi.
MASİS’ten yapılan açıklamada, maden işverenlerinin, sektörün iş sağlığı ve güvenliği açısından taşıdığı riskleri teknolojik olanaklardan da istifade ederek yönetebilmeye ilişkin hassasiyet ve yetkinliğinin gün geçtikçe geliştiği belirtildi.
Sektör firmalarının, güvenli üretimden taviz vermeden, iş ve işçi sağlığı söz konusu olduğunda “sıfır tolerans” prensibiyle çalışmayı zorunluluk olarak gördüğü ifade edilen açıklamada, aynı zamanda bu firmaların, milli kaynakların ekonomiye kazandırılması ve istihdam yaratılması gibi son derece stratejik ve önemli bir misyonu da üstlendiğine işaret edildi.
“STK’ler de sürecin takipçisi olmalı”
Maden kazalarının önlenebilmesi için işletmeler tarafından alınan tedbirler ve gerçekleştirilen yeni çalışmaların, sektörün doğası gereği süreklilik arz etmek zorunda olduğu bildirilen açıklamada, teknolojik gelişmelere ve maden işletmelerinin kendilerine has özelliklerine göre önleyici yaklaşımların güncellenip geliştirildiği kaydedildi.
Sektördeki eğitim düzeyi ve iş güvenliği bilincinin yükseltilmesi, insan yaşamına mal olan ihmal ve eksikliklerin giderilmesi için mücadele edilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, madencilik sektörü temsilcileri gibi sivil toplum kuruluşlarının (STK) da bu sürecin takipçi ve destekçisi olması gerektiği belirtildi.
Kamu otoritesinin, çalışma yaşamının her alanında denetim yetki ve görevi bulunduğu anımsatılan açıklamada, devletin işletmelerdeki iş sağlığı ve güvenliği standartlarını denetleme yetkisini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü aracılığıyla kullandığı bildirildi.
“İşletmelerde bulunmadıkları dönemden sorumlu olamayacakları açıktır”
Devlet adına denetim görevini yerine getiren müfettiş ya da denetçilerin, teftişleri esnasındaki gözlemlerini raporlayıp işletmenin iş güvenliği uygulamaları hakkında bir kanaate vardığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Vardıkları kanaat, teftişleri sırasındaki duruma ilişkin olup, denetimin ardından oluşabilecek ihmal veya meydana gelebilecek iş kazalarından dolayı sorumlu tutulmaları, hakkaniyet ilkelerine aykırı bir durum teşkil etmektedir. Zira süreklilik arz eden madencilik faaliyetleri dikkate alındığında belirli aralıklarla denetim ve kontrollerini gerçekleştiren müfettiş veya denetçilerin işletmelerde bulunmadıkları dönem ve süreçlerden sorumlu olamayacakları açıktır. Teftişle görevli kamu görevlilerinin, Amasra kazasında da yaşandığı üzere yetkilerini kötüye kullandıkları veya savsakladıkları açık ve net delillerle kanıtlanmadığı sürece ortaya çıkan olumsuz neticelerden sorumlu tutulmaları, bu değerli kadroların çalışma motivasyon ve verimliğini ortadan kaldıracaktır.
Maden Sanayii İşverenleri Sendikası olarak, devletimizin himaye ve denetiminde gerçekleştirdiğimiz tüm üretim faaliyetlerini iş güvenliği bağlamında sıfır tolerans ilkesiyle sürdürme kararlılığımızın altını bir kez daha çizmek istiyor, kamusal paydaşlarımızın çalışma huzur ve güvenini sarsacak yaklaşımların gözden geçirilmesini önemle tavsiye ediyoruz.”